Bu noktada “kritik yöreler” ilan edilmeli ve daha önce de belirtildiği gibi bunlar için acil
eylem planı yapılarak bu yörelere öncelik verilmelidir.
Sosyal açıdan incelendiğinde; planların hayata geçmesinin; dinamizm ve vizyon
gerektirdiği de dikkatten kaçırılmamalıdır. Bu nedenle projelerin hayata geçmesi için
özel sektör ile devletin işbirliği yapması gerekmektedir.
Ayrıca; planının başarısı kesintiye uğramadan
sürdürülmesine de bağlıdır.
Bu noktada Turizm Bakanlığı’nın turizme ilişkin projelerde
özelikle yerel yönetimlerde katılımcı planlama ve
uygulama sürecini oluşturması ve yaşatması
gerekmektedir.
Planda belirlenen üst ve alt yapı yatırımlarının hangi
yörede ve hangi zaman diliminde yapılacağına ilişkin kriterlerin net olmadığı
görülmektedir.
Ayrıca; turizm eğitimi projeleri haricindeki hiçbir projede zamanlamanın ve
finansmanın ne şekilde yapılacağı açık ve tanımlanmış değildir.
Stratejik Planda bir yenilik olarak; Turizm Gelişim Bölgeleri ve Turizm Gelişim
Koridorlarının oluşturulduğu görülmektedir.
Ancak; Turizm Gelişim Bölgeleri ve Turizm Gelişim Koridorlarında da bundan sonraki
aşamada nerede, hangi tür ve hangi kapasitede tesisin, ne zaman yapılacağına
ilişkin hususlar belli değildir.
Diğer bir deyişle öneri vardır ancak
müteşebbisin yol haritası yoktur.
Bu hususun netleştirilmesi için yöresel
tabanda çalışmalar yapılmalı,
Bakanlığın arazi tahsis planlama ve
uygulaması buna göre düzenlenmelidir.
Planda konulan hedeflere hangi
yörede, ne sürede ve ne tür teşvikler
getirileceği de açık değildir.
Ayrıca; Planın uzun ömürlü olması için
Yüksek Planlama Kurulu'nda onaylanması da gerekmektedir, aksi takdirde
uygulanma şansı sıkıntıya girecektir.
Plan, genellikle orta ve uzun vadeli mesajlar ve projeksiyonlar içermektedir.
Ancak Planın; kısa vadeli kriz yönetimine ilişkin mesajlar vermesi gerekmektedir.